Cumartesi, Ocak 15

Kaybolmamak İçin Elimi Tut

Yükselen raflar.
Kimisi boş, kimisi dolu kutular.
Tuhaf ama rahatlatıcı bir koku.
Loş bir ışıklandırma.
Ucu bucağı olmadığını düşündüren, ancak aslında ufak birer oda olan depolar Charles için bir ada tatili ya da herhangi bir geziden daha değerliydi.Bu odalarda oturup kitap okumak, müzik dinlemek ne de keyifli şeylerdi.Düşüncesi bile ona bir dinginlik getirir, mutluluğun doruğuna ulaştığı her an olduğu gibi, gözlerinden bir damla yaş getirirdi.
Gerçekten yorgundu.Onu dinlendirebilecek şeyin ne olduğunu ise iyi biliyordu.Lavanta kokuları ile doldurduğu küvetine girmeden önce mumları yaktı ve perdeleri açtı.78. kattan kim onu görecekti ki!Her şey tam istediği gibiydi.Kıyafetlerini çıkarırken her zaman olduğu gibi, bütün kötü düşüncelerinin, onu boğan duygularının da bedeninden çıkmış olduğunu diledi ve sağ ayağını suya yavaşça daldırdı.O halde bütün gün bekleyebilirdi, suyun sıcaklığı mükemmeldi, ve bir an içinde bütün vücudunu inanılmaz derecede bir rahatlık kaplamıştı.Kendine geldikten sonra küvetin içine tamamen girdi ve yavaşça gözlerini kapadı.Bütün kaygılarının, korkularının, kederlerinin, hüzünlerinin, vücudundan nasıl da çıktıklarına şahit oldu.İşte, böyle bir ortamda nasıl mutlu olmasındı?Sağ elini kuruladıktan sonra uzaktan kumanda ile müzik çalarını çalıştırarak yavaş ritimli bir şarkı da açtıktan sonra her şeyin tam olduğunu düşündü.
Yarım saat, otuz dakika,1800 saniye için ayaklarını bu dünyadan kesmişti.Şu anki durumu için kullanılabilecek en yakın isim uçmak olabilirdi.Ama Charles, bunun bile o anki durumunu anlatamayacağında karar kıldı.
Su soğumaya başlamıştı.Artık sudan çıkması gerektiğinin farkındaydı fakat ayakları o kadar kesilmişti ki dünyadan, sanki istemeyerek çıkamıyordu sudan, birileri izin vermiyordu buna.Bir iki dakika sonra dünyaya tekrar dönerek, yavaş hareketlerle sudan çıktı, havlusuna yöneldi.Ne de güzel bir dinlenmeydi bu!Bütün gün orada öylece kalabilirdi.
Çekmeceden aldığı yeni çamaşırlarını ve dolaptan aldığı yeni kıyafetlerini giydikten sonra dünyamıza geri döndüğü tam anlamıyla kavramıştı.
Bu durumdan hiç de memnun değildi.Fakat, dünyadan uzaklaşmanın tek yolunun bu olmadığını hatırladığı anda dünyalar onun olmuştu tekrar(bu ironi ileride incelenecektir.)!Hızlı adımlarla depoya yöneldi, obsesif kompulsif bozukluğunun sayesinde harika bir deposu vardı.Bir bilgisayarın dosyaları kadar düzenli ve bir o kadar da temiz bir depo.Küçük koltuğa oturdu, müzik çalarını depoya getirmediğini farkedince tekrar kalktı.Koltuğuna oturduğunda şarkı çoktan başlamıştı bile, kısık seste yavaş ritimlerle çalıyordu.Charles ne kadar mutlu olduğunu düşünürken o kadar yorulmuştu ki, orada uyuyakaldı.
Loş ışık altında, kucağında köpeği ile.

2 yorum:

deeptone dedi ki...

sevdim charles'ı ve yaşamını.

Charles Bovary dedi ki...

sevilmeyecek gibi değil.

Yorum Gönder

 
 
Copyright © Charles Bovary'nin Günlük Olmayan Günlüğü
Blogger Theme by BloggerThemes Design by Diovo.com