Cuma, Ocak 7

İdiopatik Hipersomnia

Hiçbir şeyi için sebep gösterilemezdi.
Balkondan, geçen arabaları izlerken hüzünlenirdi.Neden diye sorardı kendine, büyük bir sessizlik fırtınası kopardı.İzleri yoktu bu fırtınanın, ama izlerinin olmadığın bilmek, onların olmadığını söylemek için yeterli gelmezdi ona.Bilirdi bir yerlerde izi vardı bu fırtınanın.Belki de bu fırtına başlı başına bir izdi.Bir aşkın, bir tokatın, bir ihanetin.
Bilemedi.
Hiçbir şeyi için sebep gösterilemezdi.
Bahçede otururken, rüzgarı yapraklarının arasından usta bir dansçı edasıyla geçiren bitkilere bakarken hüzünlenirdi.Önceki sessizlik fırtınasını hatırladığı için sormazdı kendine, neden, diye.Ama soru sormayacağını söylemekle birlikte, o sorunun olduğu gerçeğini ortaya çıkarırdı bilmeden.
Neden, neden bu lanet olası insan şöminenin karşında ağlardı, neden bu çocuksu adam kar yağarken duygulanırdı, neden yağmur hüzünlendirirdi bu yalnız adamı.
Bilemedi.
Bilememek daha çok acıtıyordu canını.Acıtmak demişken, aşk canını yakmamıştı hiç.Yakmayacaktı da, biliyordu aşkın anlık duygulardan ibaret olduğunu, biliyordu aşkın gelip geçiçi bir yaz anısından ileriye gidemeyeceğini.Ne gerçekten gönül bağlamıştı birisine, ne de kendisine bağlanmasına izin vermişti herhangi birine.
Bilemedi.
Hala bilmiyordu bu saçma sapan duyguların neden ortaya çıktığını.Madem çıkacaklardı, neden teker teker çıkmıyorlardı bu düşmanlar?Onları barındırmasına rağmen neydi bu kin, neydi bu öfke?
Boğulmamıştı bu yaşına gelene kadar.Ama yavaş yavaş bu rengarenk, çeşit çeşit kokudaki duyguların onu boğduğunu farketti.Boğuluyordu.Ciğerleri hüzün, gözleri huzursuzluk, doluyordu.Elleri, ayakları mutsuzluktan şişmişti bile.Her şey ona ağır geliyordu.
Her zaman çok uyurdu ya, bu gece uyuyamayacağı tutmuştu.Binbir şekilde yatağının içinde dönerken, onu bir oraya bir buraya iten duygularını yazmayı burada bıraktı.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
 
Copyright © Charles Bovary'nin Günlük Olmayan Günlüğü
Blogger Theme by BloggerThemes Design by Diovo.com